sakat — sàkat [b] (II)[/b] prid. <odr. ī> DEFINICIJA 1. koji nema ruke ili noge ili su mu oštećene; kljast (o čovjeku) 2. pren. oštećen, nepotpun, osakaćen [sakat tekst] ETIMOLOGIJA vidi sakat [b] (I)[/b] … Hrvatski jezični portal
sakat — sàkat [b] (I)[/b] m DEFINICIJA reg. zast. onaj koji je kljast; bogalj, invalid ETIMOLOGIJA tur. ← arap. saqaṭ … Hrvatski jezični portal
sakat — sf., Ar. saḳaṭ 1) Vücudunda hasta veya eksik bir yanı olan, engelli, özürlü Ben gördüğünüz gibi bir sakat askerim, malul. Y. K. Karaosmanoğlu 2) mec. Bozuk veya eksik Sakat bir anlatım. Sakat bir iş. Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller sakat olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakat olmak — sakatlanmak Şimdi koltuğumdan kımıldayamıyorum, bu yaşımda sakat oldum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
sàkat — sàkat1 m reg. zast. onaj koji je kljast; bogalj, invalid ✧ {{001f}}tur. ← arap. sàkat2 prid. 〈odr. ī〉 1. {{001f}}koji nema ruke ili noge ili su mu oštećene; kljast (o čovjeku) 2. {{001f}}pren. koji je oštećen; nepotpun, osakaćen [∼ tekst] … Veliki rječnik hrvatskoga jezika
Sakat — Sa|kat vgl. ↑Zakat … Das große Fremdwörterbuch
SAKAT — Bir tarafı bozuk, eksik veya asla bir işe yaramaz olan. * Yanlışlık (yazıda veya sözde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kınçır — sakat, çeşmi ahval, çaşi … Çağatay Osmanlı Sözlük
mayren — sakat, ayıblı … Çağatay Osmanlı Sözlük
muntuk — sakat, çolak, bir âzâsı eksik adam … Çağatay Osmanlı Sözlük